Ahiret Hayatının Aşamaları

MELEK VE AHİRET İNANCI

Ahiret hayatının evreleri ölüm ve kıyametten sonra haşir diye adlandırılan yeniden dirilme olayı gerçekleşir. Yeniden dirilişten sonra mizan, sayfaların açılması, sual, hesap, ve ondan sonraki durumlar kastedilir. Ahiret hayatının belli başlı evreleri şunlardır:

Ahiret hayatının belli başlı evreleri şunlardır:

Haşir:

Kıyamet gününde amellerine bakılmak için ölülerin diriltilerek bir yere toplanmaları demek olduğuna göre; “Haşr-ı Cismânî” bedenen, cisimle, cesetle dirilme, bedenlerin haşri demektir:

Mahşer:

Yeniden diriliş ile birlikte insanların Allah’a hesap vermek üzere toplanacakları yer. Can bulmuş her insan mahşer meydanına gelecektir.

Mizan:

Mizan, sembolik anlamda amelleri tartan bir terazi ve adalet manasına gelir. Allah, dinî açıdan sorumlu tutuğu kimselerin cennetlik mi yoksa cehennemlik mi olduklarını belirlemek için ahirette teraziler kuracaktır. Burada sevap ve günahlar tartılacaktır. Bu tartıların mahiyetini tam olarak Allah’tan başkası bilemez. Miza­nın gerçekliği ile ilgili Kur’an-ı Kerim’de ayetler vardır:

“Biz kıyamet günü için adalet terazileri kurarız. Artık kimseye hiçbir şekilde adaletsizlik edilmez. (Yapı­lan iş) bir hardal tanesi kadar dahi olsa onu (adalet terazisine) getiririz. Hesap gören olarak biz (herkese) yeteriz.”(Enbiyâ suresi, 47. ayet.)

“Artık kimlerin (sevap) tartıları ağır basarsa işte bunlar asıl kurtuluşa erenlerdir. Kimlerin tartıları hafif ge­lirse artık bunlar da kendilerine yazık etmişlerdir. (Çünkü onlar) ebedî cehennemdedirler.” (Mü’minûn suresi, 102-103. ayetler.)

Amel defteri:

Mahşer yerinde insanlara yaptıkları iyilik ve kötülüklerin yazılı olduğu amel defterleri dağıtılacaktır. Kiramen Katibin adlı melekler sevap ve günahlarımızı bu deftere işlemişlerdir. Amel defterini gören insanlar “Vay halimize bu nasıl kitapmış, küçük büyük hiçbir şey bırakmaksızın yaptıklarımızın hepsini sayıp dökmüş” (Kehf suresi, 49. ayet) diyecektir. Cennetlik olanlar defterlerini sağ elinden, cehennemlik olanlar ise sol ve arka tarafından alacaktır.

Mizan:

Sevap ve günahların tartıldığı özel bir tartıdır. Sevabı ağır basanlar cennete, günahı ağır basanlar cehenneme gider.

Sırat Köprüsü:

Sırat, cennetle cehennem arasında bir yoldur. Bu bağlamda sıratın varlığı da bir gerçekliktir. Kur’an’da buna şöyle delil getirilir: “Bize doğru yolu göster, kendilerine nimet verdiğin kimselerin yolunu…” (Fatiha suresi, 6-7. ayetler.) Hesap görüldükten sonra sırat üzerinden cennetlikler hızla geçecek, cehennemlikler de ateşin üzerine düşeceklerdir. Bir başka açıdan, cennet ehli cehennemin kapısına uğrar, cehennem ehli orada alıkonularak içeri alınır, cennet ehli ise oradan geçerek kurtulur. Bu durum şu ayette açıklanan manaya uygundur: “İçinizden oraya uğramayacak hiçbir kimse yoktur. Bu, rabbin için kesinleşmiş bir hükümdür. Son­ra biz, Allah’tan sakınanları kurtarırız; zalimleri de diz üstü çökmüş olarak orada bırakırız.” (Meryem suresi, 71-72. ayetler.)

Şefaat:

Şefaat, “günahkâr müminin bağışlanması, günahı olmayanların ise derecelerinin yükseltilmesi için izin verilen kimselerin Allah nezdinde aracılık yapması” manasına gelir. Kur’an’dan şu ayetler şefaatın varlığına delildir: “(Onlar) Allah rızasına ulaşmış olanlardan başkasına şefaat etmezler.” (Enbiyâ suresi, 28. ayet.) “Arş’ı yüklenen ve bir de onun çevresinde bulunan (melekler), Rablerini hamd ile tesbih ederler, O’na iman ederler. Müminlerin de bağışlanmasını isterler: Ey Rabbimiz! Senin rahmet ve ilmin her şeyi kuşatmıştır. O hâlde tevbe eden ve senin yoluna gidenleri bağışla, onları cehennem azabından koru! (derler).” (Mü’min suresi, 7. ayet.)

Hz. Peygamber de “Benim şefaatim, ümmetimden büyük günah işleyenleredir.” (Tirmizî “Sıfatü’l-Kıyame” 2359) buyurmuştur.
Bu ayetlerden ve hadisten anladığımız kadarıyla Allah’ın izin verdiği kimseler şefaat edecektir.

Cennet:

Allah’a inanıp emir ve yasaklarına titizlikle uyanların gireceği ve içinde sonsuza kadar yaşayacağı ödül yeridir. Cennet çeşitli nimetlerle donatılmış olup, dünyada amelleri iyi olanların kazanacağı ebedi ahiret yurdudur.

Cehennem:

İnanmayan veya inandığı halde günahı çok olanların (Allah affetmediği takdirde) gireceği ceza yeridir. İnanmayanlar sonsuza kadar cehennemde kalacak, inandığı halde günahı sevabından çok olanlar, cehennemde günahı kadar ceza gördükten sonra cennete gireceklerdir.