Kaderle İlgili Kavramlar

KADER İNANCI

Gerek dinî literatürde gerekse halk arasındaki deyim ve sözlerde karşımıza çıkan ve kderle ilişkilendirilen bazı kavramlar vardır. Kader dinî literatürde daha çok ecel, ömür, hayır, şer, afet, sağlık, hastalık, rızık, başarı, başarısızlık, tevekkül gibi kelime ve kavramlarla ele alınmıştır. Halk arasında ise “Kaderim böyleymiş!”, “kader mahkûmu”, “kötü talih”, “Kısmette ne varsa o olur.”, “alın yazısı” şeklinde karşımıza çıkmaktadır. Doğru bir kader anlayışı ve inancı için bu ifadelerin kaderle ilişkilerini sağlıklı bir şekilde kurmak gerekir.

Ömür ve Ecel
İnsanın ve diğer canlıların doğumundan ölümüne kadar geçen zaman dilimine ömür denir. Allah’ın (c.c.) takdir ettiği bu ömrün bittiği, hayatın sona erdiği âna da ecel denir. Her canlı türünün farklı farklı ömür ve ecelleri vardır. Kimi uzun bir zaman yaşarken kiminin de dünyada yaşadığı ömür çok kısadır. Ölümden kaçmak veya ölüme engel olmak mümkün değildir. Bu gerçek, Kur’an’da şöyle dile getirilmiştir: “Nerede olursanız olun, sağlam ve tahkim edilmiş kaleler içinde bulunsanız bile ölüm size ulaşacaktır…”

Ecel ve ömrün kaderle olan ilişkisi; ömrün uzaması ve kısalması, insan hayatının ne zaman sona ereceği gibi sorularla karşımıza çıkmaktadır. Tüm varlıklarda ve olaylarda olduğu gibi insanın da ne zaman doğacağı ve öleceği, ne kadar yaşayacağı Allah’ın (c.c.) takdiri ile gerçekleşir. Bu konu Kur’an-ı Kerim’de, “Allah sizi topraktan, sonra nutfeden yaratmış, sonra da sizi çiftler hâlinde var etmiştir. Dişinin gebe kalması ve doğurması, ancak O’nun bilgisiyledir. Ömrü uzun olanın çok yaşaması ve ömürlerin azalması şüphesiz Kitap’tadır. Doğrusu bu Allah’a kolaydır.” şeklinde vurgulanmaktadır.

Evrendeki hiçbir varlık sonsuz değildir. Baharda açan bir yaprak sonbaharda sararır ve toprağa düşer. Hayvanlar içerisinde en uzun yaşayan kaplumbağalar bile en nihayetinde bir gün sona ulaşırlar. Bir bebek doğar, çocuk olur, genç olur, derken yaşlılık gelir ve ömrü bir gün son bulur. İşte bu gerçek Kur’an’da şöyle vurgulanmıştır: “Biz, gökleri, yeri ve ikisi arasında bulunanları hak ve hikmete uygun olarak ve belirli bir ecel için yarattık…” Dünyanın, yıldızların ve gezegenlerin de bir gün sonlarının geleceği ve onlar için de Allah’ın (c.c.) takdir ettiği bir ecel olduğu Kur’an’da şöyle dile getirilmiştir: “Allah, geceyi gündüzün içine sokar, gündüzü de gecenin içine sokar. Güneşi ve Ay’ı da koyduğu kanunlara boyun eğdirmiştir. Her biri, belirlenmiş bir süreye kadar hareketlerini sürdürürler. İşte bu, Allah’tır, Rabbinizdir. Mülk yalnızca O’nundur. Allah’ı bırakıp da ibadet ettikleriniz, bir çekirdek zarına bile hükmedemezler.”

İnsan için belirlenen ömür bittiğinde ecel gelir ve ölüm olayı gerçekleşir. Bu gerçek, bir ayette şöyle ifade edilmiştir: “Her can, ölümü tadacaktır. Sonunda bize döndürüleceksiniz.” Bu durumda insan kendisine verilen ömrü, Allah’ın (c.c.) rızası doğrultusunda iyi ve doğru işler yaparak geçirmelidir. Söylediği söz ve yaptığı davranışlardan sorumlu olduğunu bilerek yaşamını sürdürmeli; kendisine, ailesine ve yaşamış olduğu topluma faydalı olmaya çalışmalıdır. Yaptıklarından sorumlu olduğunu unutmamalıdır.